‘Dönüş kaybolmaktan kaçmaktır’

Hayatını Roma’da sürdüren, sürdürmekten mutlu olan bir adam, yıllar önce terk etmek zorunda kaldığı ülkesine, kendisi için artık yaşamayan bir yere ait o kente döner. Uçaktan iner inmez şehrin geri kalmışlığını ele veren çirkinlikler bir süre sonra yerini tarifsiz bir eğretiliğe, hayal ile gerçek arasındaki çizgiyi bulandıran tuhaf tersliklere bırakır ve ortaya geçmişin kayıplarıyla malûl bir kent manzarası çıkıyor. Alberto Manguel’le yeni romanını konuştuk.

dönüş1

Gürer MUT

27.09.2018

Birçok insan için ‘dönüş’ farklı anlamlar taşıyor. Yaratım sürecinde sizi bu kavram etrafında düşündüren, harekete geçiren neydi?

68220e0b-9249-46c3-9933-cd67f1a75740

Hikâyeyi ilk tetikleyen fikrin, 1990’larda Buenos Aires’e yaptığım birkaç seyahatin birinde (annem o zaman hayattaydı ve onu ziyarete giderdim) yaşadığım, rüya gibi bir deneyim olduğunu hatırlıyorum. Uçağım rötar yapmıştı, taksici otelimin yerini bilmiyordu, yorgundum ve kızgındım. Şehirde yürümüş; büyüdüğüm ve sonraları ordu tarafından kaçırılıp işkenceye maruz bırakılan, öldürülen ve nihayetinde sürgüne giden arkadaşlarımın yaşadığı sokaklarla binaları görmüştüm. Geçmiş ve geçmişin hayaletleri dışında hiçbir şeyin gerçek olmadığı hayalî bir şehirde yürüyor gibiydim.

Okumaya devam edin ‘Dönüş kaybolmaktan kaçmaktır’